Ülkemizde her yıl sürücü hatalarından, araç veya yollardan kaynaklanan nedenlerle binlerce trafik kazası meydana gelmektedir. Meydana gelen bu kazalarda insanlar yaşamlarını yitirmekte, sakat kalmakta ve büyük maddi ve manevi zararlara uğramaktadır. Bunun sonucu olarak da kaza nedeniyle mağdur olan kişilerin maddi ve manevi zararların tazmini gündeme gelmekte, kaza nedeniyle sorumlu olan kişi veya kurumlara karşı davalar açılmaktadır. Araç değer kaybı davası da uğranılan maddi zararların tazmini için açılan bir davadır.
Trafik kazası nedeniyle hasar gören araçlar tamir edilip hasarları giderilse de bu araçların kazaya karıştığı tramer kayıtlarından görülebilmekte veya sigorta eksperleri tarafından tespit edilebilmektedir. Bu tespitle birlikte kazaya karışan araçlar, meydana gelen hasar nedeniyle emsallerinden çok düşük fiyatlara satılabilmektedir. Araç değer kaybı da trafik kazası nedeniyle hasar gören araçların ikinci el piyasa değerinde meydana gelen bu maddi kayıpları ifade eder. Araç değer kaybına ilişkin talep ve davaların dayanağı, Türk Borçlar Kanunu’ndaki haksız fiil sorumluluğuna dayanır. Aracında değer kaybı meydana gelen kusursuz veya daha az kusurlu kişi, uğramış olduğu zararın tazmini için haksız fiil sorumluluğu hükümlerine dayanarak sorumlu olan kişi veya kişilere başvurabilir.
Araç değer kaybı talep edebilmek için belli şartların oluşması gerekmektedir. Aşağıdaki şartların mevcut olması halinde araç değer kaybı talep edilebilir.
– Kazaya karışan araçta değer kaybı oluşabilecek nitelikte bir zarar meydana gelmiş olmalı,
– Talepte bulunan, meydana gelen kazada kusursuz veya daha az kusurlu olmalı,
– Araç değer kaybı için 2 yıllık süre içeresinde talepte bulunulmalı.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 85. maddesine göre bir motorlu aracın bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması halinde, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olur. Dolayısıyla araç değer kaybından öncelikle aracın sürücüsü, araç maliki ve işleteni sorumludur.
Bir diğer sorumlu ise kusurlu tarafın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası yaptığı sigorta şirketidir. Bilindiği üzere araç sahiplerinin Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası yapması zorunludur. Bu sigortanın yapılma amacı sigorta ettirenin, üçüncü kişilere verebileceği olası zararları teminat limiti tutarınca gidermektedir. Türk Ticaret Kanunu’nun 1409. maddesine göre trafik kazası esnasında değer kaybı oluşması durumunda kusurlu olan tarafa bağlı olan sigorta şirketi bu değer kaybını karşılamak zorundadır. Dolayısıyla araç değer kaybından araç sürücü, araç maliki ve işleteninin yanında kusurlu tarafa bağlı sigorta şirketi de müştereken ve müteselsilen sorumludur.
Araç değer kaybının tazmini için sigorta şirketine başvuru, tahkim ve dava yolu gibi farklı başvuru yolları vardır. Aracında değer kaybı meydana gelen kişi, kusurlu olan tarafa, bağlı olduğu sigorta şirketine veya her ikisine birden araç değer kaybının tazmini için dava açabilir. Ancak kusurlu olan tarafa doğrudan dava açmak çok pratik bir yol olmadığından, uygulamada çoğu zaman öncelikle kusurlu olan tarafın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası yaptığı sigorta şirketine başvuruda bulunulmakta, sigorta şirketinin tutumuna göre tahkim veya dava yoluna başvuruda bulunulmaktadır.
Hemen belirtelim ki Karayolları Trafik Kanunu’nun 97. maddesine göre sigorta şirketine dava açmadan önce yazılı olarak başvuruda bulunulması dava şartı olduğundan, eğer dava kusurlu tarafla birlikte sigorta şirketine de açılacaksa mutlaka dava açmadan önce sigorta şirketine araç değer kaybı için yazılı başvuruda bulunulmalıdır. Aksi halde mahkemece, dava şartı yokluğundan dava reddedilir.
Sigorta şirketi, kendisine yazılı olarak yapılan başvuruyu 15 gün içerisinde yazılı olarak cevaplamak zorundadır. Sigorta şirketi, 15 gün içinde başvuruya yazılı olarak cevap vermezse, verilen cevap başvurucunun talebini karşılamazsa veya başvuruyu reddederse araç değer kaybının tazmini için dava açılabilir. Bunun yanında dava açmak yerine 5684 sayılı Kanun çerçevesinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na da başvuruda bulunulabilir. Sigorta Tahkim Komisyonu önüne gelen uyuşmazlıkları en fazla dört ay içerisinde sonuca bağlamak zorunda olduğundan, dava yoluna nazaran daha hızlı sonuç alınabilen bir başvuru yoludur. Bu nedenle uygulamada sıklıkla başvurulan bir yoldur.
Araçta meydana gelen değer kaybı genellikle sigorta eksperleri tarafından hesaplanmaktadır. Araçtaki toplam hasar bedeli, varsa eski hasar kayıtları, değişen veya tamir gören parçalar, aracın marka ve modeli, üretim yılı, kilometresi, trafiğe çıkış tarihi ve pazar değeri gibi kriterlere göre Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ekindeki Hesaplama Tablosu dikkate alınarak araçta meydana gelen değer kaybı hesaplanmaktadır. Mahkeme aşamasında da aynı kriterler dikkate alınarak uzman bilirkişiler aracılığıyla hesaplama yapılır. Araç değer kaybı için sigorta şirketine başvuruda bulunmadan önce araç değer kaybıyla ilgili uzman bir sigorta eksperinden, ekspertiz raporu alınması araç değer kaybı oranının doğru hesaplanıp hesaplanmadığını belirleme açısından büyük önem arz etmektedir.
Yukarıda da belirttiğimiz üzere araç değer kaybından doğan tazminat davalarında haksız fiil sorumluluğuna ilişkin hükümler uygulanmaktadır. Bu nedenle Borçlar Kanunu’nun 72. maddesinde belirlenen haksız fiil zamanaşımı süresi içerisinde işbu davanın açılması gerekmektedir. Bununla birlikte Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesinde de trafik kazalarından doğan tazminat davaları için Borçlar Kanunu’ndaki haksız fiil zamanaşımı süresine paralel olarak özel bir düzenleme yapılmıştır. Buna göre araç değer kaybının tazmini için açılacak davalar, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık bir zamanaşımı süresine tabidir. Bu süreler içerisinde dava açılmazsa dava zamanaşımına uğrar.
Araç değer kaybından doğan tazminat davalarında birden fazla yetkili yer mahkemesi bulunmaktadır. Buna göre dava; davalının yerleşim yerinde, birden fazla davalı varsa bunlardan birinin yerleşim yerinde, trafik kazasının meydana geldiği yer mahkemesinde, zarar görenin yerleşim yeri mahkemesinde veya sigorta şirketinin merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde açılabilir.
Araç değer kaybından doğan tazminat davalarında görevli mahkeme esasen Asliye Hukuk Mahkemeleridir. Ancak sigorta şirketine dava açılacaksa görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemeleridir. Bu noktada eğer dava yalnızca araç sürücüsüne, malikine ve işletenine karşı açılacaksa Asliye Hukuk Mahkemelerinde, araç sürücüsü, maliki veya işleteni ile birlikte sigorta şirketine karşı açılacaksa veya yalnızca sigorta şirketine açılacaksa Asliye Ticaret Mahkemelerinde açılmalıdır. Ayrıca İstanbul’da bulunan Sigorta Tahkim Komisyonu da görevlidir.
Ülkemizde her yıl binlerce maddi hasarlı trafik kazası meydana gelmektedir. Bu kazalar nedeniyle meydana gelen zararların tazmini için niteliğine göre farklı dava ve başvuru yolları mevcuttur. Kaza nedeniyle araçlarda meydana gelen değer kaybı davası da bu davalardan biridir. Araç değer kaybı davalarında özel başvuru yolları, başvuru süreleri ve özel ve teknik bilgiyi gerektiren kurallar mevcuttur. Bu nedenle araç değer kaybı ile ilgili olarak dava ve tahkim gibi yollara başvurmadan önce mutlaka uzman bir avukattan yardım alınmasını tavsiye etmekteyiz.
Sigorta ve tazminat hukuku alanında uzman avukat olarak trafik kazalarından doğan tazminat davalarında ve araç değer kaybı davalarında hukuki hizmet vermekteyiz. Çalışmalarımızı araç değer kaybı, hasar hesabı ve tazminat hesabı yapan alanında uzman sigorta eksperleri ile birlikte yürütmekteyiz. Araç değer kaybı davalarında ve trafik kazalarından doğan diğer tazminat davalarında hukuki bilgi ve görüş almak üzere bizimle iletişime geçebilirsiniz.