Unutulma Hakkı

Unutulma Hakkı

1. Unutulma Hakkı ve Kapsamı

Günümüzde teknolojinin gelişmesiyle birlikte internet ve sosyal medyanın kullanımı her geçen gün daha da artmaktadır. Bununla birlikte yapılan haber ve yayınlar da farklı site ve mecralarda yayınlanmakta ve kısa süre içerisinde yayılmaktadır. Bu nedenle yayın veya habere konu olan kişi veya kişiler zaman zaman sorunlar yaşamakta ve zor durumda kalmaktadır. Zira kimi zaman yapılan bir habere aradan uzun yıllar geçmesine rağmen ulaşılabilmekte ve habere konu edilen kişinin özel hayatına ve kişisel verilerine ilişkin bilgilere kolaylıkla erişim sağlanarak, bu kişilerle ilgili bilgiler yeniden gündeme gelebilmektedir. İşte unutulma hakkı da böyle durumlarda gündeme gelir.

Unutulma hakkı, üstün bir kamu yararı olmadığı sürece, geçmişte yaşanılan olumsuz olayların ve her türlü kişisel içeriğin bir süre sonra unutulmasını, başkalarının bilmesini istemediği kişisel verilerin silinmesini ve yayılmasının önlemesini isteme hakkı olarak ifade edilebilir. Unutulma hakkı, bu yönüyle geçmişte yaşanan bir olayla ilgili haber, ses, fotoğraf, görüntü, video, adres veya kimlik bilgilerinin internet üzerinde yapılan yayın ve haber vasıtasıyla kamuoyuna yansıması sonrası kişilerin meydana gelen mağduriyetlerini gidermeyi amaçlar. Özel hayatın gizliliğinin korunmasının bir yansıması olarak ortaya çıkan unutulma hakkı, ifade ve basın özgürlüğü ile şeref ve haysiyet hakkının korunması arasında bir denge oluşturulması gerekliliğini ortaya koyan bir hak niteliğindedir. Bu hak, uluslararası alanda “the right to oblivion” veya “the right to be forgotten” olarak ifade edilmektedir.

Unutulma hakkı, bir kimseye ait ses, fotoğraf, video, adres, kimlik bilgileri gibi bilgilerin kullanılarak yapılan haberin gerçek olup olmamasına bakılmaksızın, aradan geçen zamana bağlı olarak haber değerini yitirmesi ve güncelliğini kaybetmesi halinde, haberin internet ortamından kaldırılmasını talep etme hakkı verir. Bu hak bir yandan kişiye geçmişini kontrol etme, belirli hususların geçmişinden silinmesini ve hatırlanmamayı isteme hakkı sağladığı gibi, diğer yandan muhataplarına, kişi hakkındaki bir kısım bilgilerin üçüncü kişilerin kullanmamasını veya üçüncü kişilerin hatırlamamasına yönelik önlenmeleri alma yükümlülüğü yükler. Özellikle kişisel verilerin korunması hakkı kapsamında kişisel verilerin silinmesini talep edebilme hakkı, kişilerin geçmişlerinde yaşadıkları olumsuzlukların unutulmasına imkân tanımayı kapsamaktadır. Örneğin belirli bir suçtan hüküm giymiş ve cezası infaz edilmiş bir kişi veya cinsel taciz suçunun mağduru bu olay nedeniyle hakkında yapılan haber veya yayınların internet ortamından kaldırılmasını unutulma hakkı kapsamında talep edebilecektir.

İnternet ortamında yayınlanan bir haber veya yayının unutulma hakkı kapsamında internet ortamından kaldırılması, içeriğe erişimim engellenmesi veya kısıtlanması hakkında karar verilirken; haber ve yayının içeriği, yayında kaldığı süre, güncelliğini yitirme, tarihsel bir veri olarak kabul edilememe, kamu yararına katkısı, habere konu kişinin sosyal statüsü (siyasetçi veya ünlü olması gibi), haberin konusu, haberin olgusal gerçekler ya da değer yargısı içerip içermediği, halkın ilgili veriye yönelik ilgisi gibi hususlar her somut olay açısından ayrı ayrı değerlendirilir.

2. Unutulma Hakkının Doğuşu

Unutulma hakkı, dünyada ilk olarak Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın Google kararı olarak da bilinen, 13 Mayıs 2014 tarihinde verdiği kararla kabul edilmeye başlanmıştır. Karara konu olayda, Mario Costeja González isimli bir İspanyol vatandaşı, internette Google arama motorunda kendi adıyla arama yaptığında, arama sonuçları arasında, kendisinin 16 yıl önce borçlarını ödeyebilmek için evini zorla satmak zorunda kaldığına dair haberlerin olduğunu fark etmiştir. Gonzalez, bunun üzerine haberlerin kaldırılması amacıyla kişisel verilerin korunması hakkını gerekçe göstererek İspanyol Veri Koruma Kurumu’na başvurmuştur. Gonzalez, yaptığı başvuruda La Vanguardia gazetesindeki söz konusu haber sayfalarının kaldırılmasını veya haber sayfalarında kendisiyle ilgili kişisel bilgilerin görünmeyecek şekilde değişiklik yapılmasını ve kişisel verilerinin Google İspanya ve Google Inc. Şirketlerinin arama indekslerinden çıkarılmasını talep etmiştir.

Kurul gazete hakkındaki talebi reddederken, Google hakkındaki talebi kabul etmiştir. Bunun üzerine Google İspanya ve Google Inc. ise bu karara karşı İspanya Ulusal Yüksek Mahkemesi’nde temyiz talebinde bulunmuştur. İspanya Ulusal Yüksek Mahkemesi de konuyla ilgili Avrupa Birliği Adalet Divanı’na görüş bildirmesi için başvurmaya karar vermiştir. Böylece konu Avrupa Birliği Adalet Divanı’na taşımıştır. Adalet Divanı 13.05.2014 tarihinde verdiği kararda; kişilere ait internet ortamındaki eksik, ilgisiz, geçersiz veya güncelliğini yitirmiş kişisel verilere ilişkin yayınlarla ilgili olarak kişilerin söz söyleme haklarının bulunduğunu, talep üzerine bu yayınların kaldırılması gerektiğine karar vermiştir. Bu kararla birlikte unutulma hakkı, gerçek anlamda varlığını ortaya koymuş bir hak olarak tartışılmaya başlanmış ve daha sonra verilen birçok karar için emsal oluşturmuştur. (Google Spain SL, Google Inc. v. Agencia Española de Protección de Datos, Mario Costeja González, 13.05.2014, C-131/12)

3. Türk Hukukunda Unutulma Hakkı

Ülkemizde unutulma hakkına ilişkin açık bir yasal düzenleme bulunmamaktadır. Ancak unutulma hakkı, gerek Anayasa Mahkemesi kararlarına ve gerekse Yargıtay kararlarına sıklıkla konu olmuş ve verilen kararlarla bu hakkın sınırları ve kapsamı belirlenmiştir. Unutulma hakkı bu kararlarda, Anayasa’da düzenlenen, devletin pozitif yükümlülükleri, maddi ve manevi varlığı koruma ve geliştirme hakkı, özel hayatın gizliliği ile kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı kapsamında değerlendirilmiştir.

Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bir başvuruda; başvurucu, ulusal bir gazetenin internet arşivinde uyuşturucu kullandığı için adli para cezasına hükmedildiğine ilişkin hakkında yayımlanan haberlerin internet ortamından kaldırılması amacıyla ilgili basın kuruluşuna ve mahkemeye başvurduğunu ancak taleplerinin reddedildiğini, bu hususun Anayasa’nın 12, 17, 20, 25, 26, 27 ve 32. maddeleri ile güvence altına alınan haklarını ihlal edildiğini iddia etmiştir. Anayasa Mahkemesi, bu başvuru üzerine verdiği kararda; şeref ve itibar hakkı ile ifade ve basın özgürlüğü arasında adil bir denge kurulması gerektiği, unutulma hakkının internet ortamında bir haberin uzun süredir kolayca ulaşılabilir olması nedeniyle kişinin şeref ve itibarının zedelenmesi durumunda meydana geldiği, somut olayda söz konusu haberin on dört yıl önceki bir olaya ilişkin olduğunun ve güncelliğini yitirdiğinin sabit olduğu, başvurucunun kamu yararı bakımından siyasi veya medyatik bir kişiliğe sahip olmadığı dolayısıyla internet ortamında yayımlanan ve kolayca erişimi sağlanan haberlerin başvurucunun itibarını zedelediğinin açık olması sebebiyle şeref ve itibarın korunması hakkının ihlal edildiğine karar verilmiştir. (Anayasa Mahkemesi’nin 2013/5653 Başvuru No’lu, 3 Mart 2016 Tarihli N.B.B. Kararı)

Unutulma hakkı işbu kararda, Anayasa’nın, “Devletin Temel Amaç ve Görevleri” başlıklı 5. maddesinde düzenlenen “…insanın maddi ve manevi varlığının gelişmesi için gerekli şartları hazırlamaya çalışmak”, 17. maddesinde düzenlenen “maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkı” ile 20. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan “kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı” kapsamında değerlendirilmiştir. Anayasa Mahkemesi’ne göre; Anayasa’nın 17. maddesinde düzenlenen kişinin manevi bütünlüğü bağlamında şeref ve itibarının korunması hakkı ve Anayasa’nın 20. maddesinin üçüncü fıkrasında güvence altına alınan kişisel verilerin korunmasını isteme hakkı ile birlikte düşünüldüğünde, devletin bireye, geçmişte yaşadıklarının başkaları tarafından öğrenilmesi engellenerek “yeni bir sayfa açma” olanağı verme hususunda bir sorumluluğu, yani pozitif yükümlülüğü bulunmaktadır. Özellikle kişisel verilerin korunması hakkı kapsamında kişisel verilerin silinmesini talep edebilme hakkı, kişilerin geçmişlerinde yaşadıkları olumsuzlukların unutulmasına imkân tanımayı kapsamaktadır.

Unutulma hakkının varlığı Yargıtay kararlarında da kabul edilmiştir. Yargıtay bir kararında; davacının unutulma hakkı ile geçmişindeki yaşanan talihsiz bir olayın unutularak geleceğini serbestçe şekillendirmek, diğer bir deyişle hayatında yeni bir sayfa açma olanağı istediğini, özel hayatına ilişkin kişisel verilerinin üçüncü kişiler tarafından bilinmemesini, aradan geçen süre nedeniyle toplum hafızasından silinmesini istediğini, 4 yıl önce gerçekleşen bir olayın mağduru olan kişinin adının açık bir şekilde yazılarak bir kitapta yer alması halinde unutulma hakkının bunun sonucunda da davacının özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini, bu nedenle davacı lehine manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğine karar vermiştir. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2014/56 Esas, 2015/1679 Karar ve 17.06.2015 Tarihli kararı) 

4. Kişisel Verilerin Korunması Kapsamında Unutulma Hakkı

Kişisel verilerin korunması hakkı ile unutulma hakkı birbirleriyle bağlantılı haklardır. Her iki hakkın özünde de bireyin onurlu yaşaması, kişiliğini serbestçe geliştirmesi, kişisel verileri üzerinde serbestçe tasarrufta bulunabilmesi, geçmişte kalmış ancak tekrar gündeme gelmesi rahatsızlık oluşturabilecek kişisel verilerin kişi aleyhinde kullanılmasının önüne geçilmesi düşüncesi yatmaktadır. Teknoloji alanındaki gelişmeler nedeniyle giderek önemli bir konu haline gelen kişisel verilerin korunması hakkı, bireyin özgür iradesiyle kendi yaşamını bizzat kontrol edebilme isteğinin bir sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Bireyin kişiliğini serbestçe geliştirmesi, kişiliğinin korunması ve özgür bireylerden oluşan bir toplum düzeninin oluşturulması, kişiye devlet veya başkaları tarafından rahatsız edilemeyeceği özerk bir alanın sağlanması, ancak bireyin kişisel verilerinin korunması hakkıyla mümkün olacaktır.

Anayasanın 20. maddesinde de düzenlenen kişisel verilerin korunması hakkı, temel hak ve özgürlükler arasında yer almakta olup, kişinin onur ve şahsiyetinin korunmasının, kişiliğini serbestçe geliştirebilmesi hakkının özel bir biçimi olarak, bireyin hak ve özgürlüklerini kişisel verilerin işlenmesi sırasında korumayı amaçlamaktadır. Bu hak; kişinin kendisiyle ilgili kişisel veriler hakkında bilgilendirilme, bu verilere erişme, bunların düzeltilmesini veya silinmesini talep etme ve amaçları doğrultusunda kullanılıp kullanılmadığını öğrenmeyi de kapsar. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin usul ve esaslar ise 07.04.2016 tarihinde Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe giren 6698 Sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nda düzenlenmiş olup, kişisel veriler ancak bu kanunda öngörülen hallerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir.

Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nda her ne kadar unutulma hakkına ilişkin doğrudan bir hüküm bulunmasa da kanunun 7. maddesinde, kişisel verilerin silinmesi, yok edilmesi veya anonim hale getirilmesi düzenlenmiştir. Bu düzenlemedeki kişisel verilerin silinmesini talep hakkı, esasında unutulma hakkının bir uzantısıdır. Buna göre hukuka uygun olarak işlenmiş olup da işlenmesini gerektiren sebepler ortadan kalkmışsa, söz konusu veriler resen veya ilgili kişinin talebi üzerine silinecek, yok edilecek veya anonim hale getirilecektir.

5. 5651 Sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi Ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun Kapsamında Unutulma Hakkı

İnternet Kanunu olarak da bilinen 5651 Sayılı kanunun, “İçeriğin Yayından Çıkarılması Ve Erişimin Engellenmesi” başlıklı 9. maddesi uyarınca, internet ortamında yapılan yayın içeriği nedeniyle kişilik haklarının ihlal edildiğini düşünen gerçek ve tüzel kişiler ile kurum ve kuruluşların, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması hâlinde yer sağlayıcısına başvurarak uyarı yöntemi ile içeriğin yayından çıkarılmasını isteyebileceği veya doğrudan Sulh Ceza Hâkimliğine başvurularak içeriğe erişimin engellenmesinin talep edilebileceği düzenlenmiştir. Yine aynı kanunun 9/A maddesi uyarınca internet ortamında yapılan bir yayın veya haber içeriği nedeniyle özel hayatının gizliliğinin ihlal edildiğini düşünen kişiler, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na doğrudan başvurarak içeriğe erişimin engellenmesi tedbirinin uygulanmasını talep edebilir.

Bu kapsamda bir kimse, kendisine ait ses, fotoğraf, video, adres, kimlik bilgileri gibi bilgilerin kullanılarak yapılan haberin gerçek olup olmamasına bakılmaksızın, aradan geçen zamana bağlı olarak haber değerini yitirmesi ve güncelliğini kaybetmesi halinde, kişilik haklarını ihlal eden bu haberin internet ortamından kaldırılmasını içerik sağlayıcısına, yer sağlayıcısına veya doğrudan Sulh Ceza Hâkimliğine başvurarak talep edebilir. Yine haber veya yayın içeriğinin özel hayatın gizliliğini ihlal etmesi halinde içeriğe erişimin engellenmesi için Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu’na ve Sulh Ceza Hâkimliği’ne başvurulabilir.

 

Av. Tolgay Mingan

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir