Reşit olmayan yani 18 yaşından küçük çocuklar anne ve babanın velayeti altındadır. Velayet, anne ve babanın, velayet altındaki çocuk üzerinde sahip olduğu hak ve yükümlülükleri ifade eder. Anne ve baba kural olarak bu velayet haklarını birlikte kullanırlar ve yasal bir sebep olmadığı sürece velâyet, anne veya babadan alınamaz.
Velayetin değiştirilmesi davası, bir başka deyişle velayet davası, velayet hakkı kendisine verilmeyen eşin, haklı bir nedene dayanarak velayet hakkının kendisine verilmesi için, velayet hakkı sahibine karşı açtığı bir dava türüdür. Hukukumuzda, boşanma veya ayrılık kararı ile birlikte, velayet hakkı da eşlerden birisine verilir ve diğer eş ile çocuk arasında ise genellikle kişisel ilişki tesis edilir. Ancak mahkemenin velayet hakkına ilişkin verdiği karar nihai bir karar değildir. Bu nedenle haklı nedenlerin ortaya çıkması halinde, velayet hakkı kendisine verilmeyen eş, velayet hakkının kendisine verilmesi için her zaman dava açabilir.
Velayet hakkı kendisine verilmeyen eşin, velayetin değiştirilmesi davası açabilmesi için haklı bir nedeni olmalıdır. Türk Medeni Kanunu’nda, velayetin değiştirilmesi davasına neden olabilecek haller örnekleme yoluyla sayılmıştır. Kanunun 183. maddesinde, velayet hakkı kendisinde olan anne veya babanın başkasıyla evlenmesi, başka bir yere gitmesi veya ölmesi velayetin değiştirilmesi nedeni olarak kabul edilmiştir.
Ancak velayetin değiştirilme sebepleri bu hallerle sınırlı değildir. Bu nedenlerin yanında; velayet hakkı kendisine verilen eşin cezaevine girmesi, akıl hastalığına tutulması, alkol ve uyuşturucu madde bağımlılığı olması, bitkisel hayata girmesi, çocuğa karşı şiddet ya da cinsel istismarda bulunması, çocuğa karşı yükümlülüklerini yerine getirmemesi, velayet hakkını kötüye kullanması, çocuğu diğer eşe göstermekten kaçınması ve buna benzer nedenlerle velayetin değiştirilmesi davası açılabilir.
Velayetin değiştirilmesi davalarında en önemli husus çocuğun menfaatidir. Zira velayetin düzenlenmesindeki amaç çocuğun menfaatlerini korumak ve geleceğini güvence altına almaktır. Bu nedenle velayet altındaki çocuğun bedeni, fikri ve ahlaki olarak en iyi şekilde gelişmesi, sağlıklı yaşaması ve iyi bir eğitim alması için çocuğa sağlanan ekonomik, sosyal ve kültürel imkânlar bu davada dikkate alınmaktadır. Yine çocuğun yaşı, cinsiyeti, eğitim ve sağlık durumu, görüşü, yaşadığı ortamı, güvenliği gibi hususlar da önem taşımaktadır.
Velayet davasında karar verilirken çocuğa ilişkin koşulların yanı sıra anne ve babanın durumları da göz önünde bulundurulur. Anne ve babanın barınma, gelir, sosyal, kültürel ve psikolojik durumlarına göre çocuğun sağlıklı gelişimi için velayeti üstlenmeye engel bir durumunun bulunup bulunmadığı da araştırılır. Yapılan araştırmalar sonucu hangi eşe velayet hakkı verilmesi çocuğun üstün menfaatine olacaksa, o eşe velayet hakkı verilir.
Velayet davasında görevli mahkeme aile mahkemeleridir. Velayet davası, HMK’nın 382. maddesi uyarınca çekişmesiz yargı işlerindendir. HMK’nın 384. maddesinde çekişmesiz yargı işlerinde, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesinin yetkili olduğu hükme bağlanmıştır. Velayet davasında yetkili yer mahkemesi ile ilgili olarak kanunda aksine bir hüküm bulunmadığından, bu davalarda yetkili yer mahkemesi çekişmesiz yargı işlerindeki yetki kuralına göre belirlenecektir. Buna göre velayet davalarında, talepte bulunan kişinin veya ilgililerden birinin oturduğu yer mahkemesi yer bakımından yetkili mahkemedir.
Velayet davasında çocuğun görüşü, idrak gücüne sahip olup olmamasına göre dikkate alınır. Çocuğun idrak gücüne sahip olması halinde, velayetinin hangi tarafa verilmesini istediği konusunda beyanları alınır. Psikolog, pedagog ve sosyal çalışma uzmanları, çocukla görüşme yaparak, çocuğun bilgi ve beyanlarını alır ve rapor halinde mahkemeye sunar. Mahkemece bu rapor da dikkate alınarak çocuğun üstün yararı tespit edilir ve velayet konusunda karar verilir.
Anne ve baba, velayet altındaki çocuğun eğitim, sağlık, barınma ve giyim gibi tüm bakım giderlerini karşılama yükümlülüğü altındadır. Velayet hakkı eşlerden birine verilse de velayet hakkı kendisine verilmeyen eşin, velayet altındaki çocuğun bakım giderlerini karşılama yükümlülüğü devam eder. Bu nedenle velayet hakkı kendisine verilmeyen eş, çocuğun bakım giderleri için mahkemece belirlenen tutarda iştirak nafakası öder. İştirak nafakası, çocuğun bakım giderleri için velayet hakkı kendisine verilen eşe ödendiğinden, velayetin değiştirilmesiyle birlikte iştirak nafakasının kime verileceği hususu da değişime uğrayacaktır. Dolayısıyla velayet hakkı değiştirilirse, nafaka ödeme yükümlülüğü de taraf değiştirecektir.
Velayetin değiştirilmesi ve aile hukukuna ilişkin olarak hukuki bilgi ve görüş almak üzere bizimle iletişime geçebilirsiniz.
4 Comments
Kızımın velayeti babasında ama şimdi ben almak istiyorum babasi cezaevine girdi suan dava açsam ne kadar sürede karar bağlanır bilgi verebilirmisiniz?
Merhaba, açacağınız dava mahkemenin iş yoğunluğu, toplanacak deliller ve tebligat durumuna göre değişebilmektedir. Ancak bu tarz davalarda ortalama 1-1,5 sene içerisinde karar verilebilmektedir. Ayrıntılı bilgi için bizimle iletişime geçebilirsiniz.
İyi günler velayet babada ama görüş günlerimi engelliyor göstermiyor şikayet etsem velayet bana verilirmi
Merhaba, velayetin değiştirilmesi için dava açabilirsiniz. Ayrıntılı bilgi için bizi arayabilirsiniz.